Haberler


Döner, ucuz maliyet arayışında

Avrupa Birliği ülkelerinde hızla artan döner üretimi, piyasada uygulanan haksız fiyat rekabetine karşı farklı alternatifler arayan üreticiler, maliyetleri daha aşağıya indirebilmenin arayışı içindeler.

Döner üretimindeki en önemli girdi maliyetleri:
Hammadde: Dana, Sığır, Hindi, Tavuk kullanılan et cinsleri
Baharat ve katkı maddeleri,
Personel giderleri,
Enerji,
Üretim yapılan binanın aylık giderleri

Yukarda saydığımız maddelerde Almanya, Hollanda, Belçika, Fransa, Avusturya ve İtalya’da üretim maliyetlerinin birbirlerine çok yakın olduklarını görmekteyiz.
Bu ülkelerdeki üretici olmanın avantajları da oldukça fazla.

Hammaddeyi kaliteli ve aynı standartta alabilme imkanı, Personelde yetişmiş insan bulabilme, Lojistik de her yere rahat mal gönderebilme olarak belirli konular sayılabilir.

Bunlar yeterli olabiliyor mu? Diye sorduğumuzda gelinen sert rekabet ortamında üreticilerimizin zorlandıklarını görmekteyiz.

Üreticilerimizi de iki kısma ayırmak durumundayız.
1- Üretimini toptancılar üzerinden pazara sunanlar.
2- Ürettikleri ürünleri, kendi pazarlama sistemleriyle müşteriye direkt verenler.

Birinci kısımdaki üreticilerimizin daha zor şartlarda işlerini çevirdiklerini görmekteyiz. İkinci kısımdakilerin piyasada alacakları fazla gibi görünse de risk payları küçük dilimler halinde olduğu için aradaki kar marjlarıyla daha rahat hareket edebilmektedirler.

Sınırda zor şartlarda hareket eden, hammadde ve diğer giderlerin devamlı artmasına rağmen, fiyatları Mark döneminin gerisine giden üreticilerimizin daha ne kadar dayanabileceklerini sormak ve buna da cevap bulmak oldukça önemli.

Yukarıda isimlerini saydığımız ülkelerdeki girdi maliyetlerini değiştiremeyeceklerine göre, alternatif ülkelerdeki maliyetleri araştırmak tek çıkar yol gözükmektedir.
Polonya, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Macaristan, Hırvatistan, Bulgaristan gibi ülkeleri sayabiliriz.
Bu ülkelerde üretimi deneyen oldukça çok işadamlarımız oldu. Devlet kontrolünün tam olmadığı ülkelerde uzun vadeli çalışabilmekte mümkün olamamaktadır.

Bunlara en iyi örnek; Bulgaristan’dır.
Buraya yüzlerce diyebileceğimiz işadamlarımız büyük umutlarla gitmelerine rağmen, ciddi bedeller ödeyerek ve zararlar ederek, hüsranla geri dönmüşlerdir.

Bugün hiçbir ciddi firma yoktur ki; üretimini Bulgaristan’da yapabilsin. Demek ki; yalnız işçi ve diğer maliyetlerin ucuz olması yeterli olamamaktadır. Geriye kalan ülkeler içinde de elle tutulabilir Polonya örneği var.

Polonya’da üreticilerin sayısı her geçen gün artmaktadır. Bunları çok büyük bölümünü de Almanya’dan buraya gelen işadamlarımız oluşturmaktadır.
Polonya’nın avantajlarına baktığımızda: Hammadde en az %10-20 arasında daha ucuz. Personel % 60’lar seviyesinde ucuz, Enerji, en az %15.25 seviyesinde daha ucuz, Bina gideri, kira vs. %50 nisbetinde ucuz. Dezavantajlarına gelirsek: Kalifiye elemanı bulmak zor ve kendiniz yetiştireceksiniz. Hammadde olarak kullanılan Tavuk ve Hindi eti, Almanya ve Hollanda seviyesinde değil.

İşçilik ve hammadde aynı seviye de olmayınca Dönerde aynı kaliteyi yakalamak zor olmaktadır. Dile getirdiğimiz avantajlar ve dezavantajları dikkate aldığımızda üretimde gösterilecek titizlik sayesinde kalitenin de yükseleceğini söyleyebiliriz. Polonya’da üretim yapan firma sayısının 30 civarında olduğunu söyleyebiliriz. Polonya’ya doğru maliyeti düşürmek için bir akın olduğunu görmekteyiz.
Bunun ilerde daha da artarak, Polonya’nın döner üretim üssü olabileceğini söylemek kahinlik olmayacaktır.
Çek cumhuriyeti ve Slovakya ülke olarak küçük olduğundan buradaki üretim de sınırlı kalmaktadır.



Döner, ucuz maliyet arayışında