Döner sektörü temsilcileri maliyet artışlarının kaçınılmaz oldugunu, tüketiciler ise 10 euroya döner yemenin pahalı olduğunu savunuyor. Her kesim kendine göre haklı.
Hükümetlerin almış oldukları çevresel kararlar ve tarım sübvansiyonlarının kademeli olarak azaltılması gibi durumlar, geçtiğimiz dönemlerde Avrupa`nın bir çok ülkesinde çiftçilerin sokaklarda protesto yapmasına neden oldu. Çiftçiler, iklim değişikliğini öne sürerek alınan bazı karaları haksız bulmuşlardı.
Bazı hadiselerin etkisi hemen, bazı hadiselerin etkisi ise zaman içerisinde daha fazla belli oluyor. Bu durumda, hükümetlerin uyguladıkları tarım politikaları, zaman içerisinde giderek çiftliklerin azalmasına, dolayısıyla et fiyatlarının artmasına sebep oldu.
Aşağı Saksonya (Niderschsen) Tarım Odası`nın açıklamasına göre 2024 senesinde sığır sayısı düşerken sığır eti üretici fiyatları % 20 oranında arttı. Tarım uzmanı Albert Hortmann-Scholten, çiftliklerin kapanması ve mavi dil hastalığının hayvan arzını ciddi şekilde azalttığını söyledi.
Bu gelişmeler fastfood yiyeceklerini ve elbette bu yiyeceklerin başında gelen döner sektörünü de etkiledi ve fiyatlar arttı. Üreticiler, et ve diğer hammadde fiyatlarının artması ile dönerin fiyat artışının kaçınılmaz olduğunu belirtiyorlar. Diğer taraftan vatandaşın alım gücüne göre hareket etmek durumu da var.
Piyasaya bakıldığında, arz ve talep dengesi birbirini karşılıyor ise sorun yok. Döner, hem lezzet, hem doyuruculuk, hem de fiyat olarak alternatif ürünlere karşı her zaman bir adım önde. Sektör temsilcilerimiz piyasa şartlarına göre hareket etmeye gayet gösteriyorlar.
Hükümetler tarım politikalarını gözden geçirmeliler ve alternatif çözüm bulmalılar. İnsan sağlığı için en önemli besin ve protein kaynağı olan etin üretimine daha fazla imkan sunmalılar.