Köşe Yazıları / MUSTAFA KOÇ


Kalbden kalbe yol vardır

Yöneticiler ikiye ayrılırlar.

Bir kısmı oturdukları koltuklara şeref verirken, bir kısmı da oturdukları koltuklardan şeref alırlar

Şeref verenlere sözümüz olamaz.

Şeref alanlardan ise sözümüzü sakınacak değiliz.

Bunlar…

Kabadırlar. Kaba olduklarını bilmezler

Cahildirler. Bilgisiz olduklarından haberleri yoktur.

Görgüsüzdürler. Herşeyi kendilerinin iyi gördüklerini sanırlar.

Kibirlidirler. Burunlarını her şeye uzatırlar.

En kötüsü de kul hakkına dikkat etmezler. İflah olmazlar. Yaptıkları bir yerlerden fitil fitil çıkar da sebebini anlamazlar. "Hak teâlâ intikamın, kul eli ile alır. İlm-i hâli bilmeyenler, onu kul yaptı sanır" bilmezler. Yöneticiler yine başka bir açıdan bakılırsa üçe ayrılırlar.

Büyük işlerin küçük yöneticileri.

Küçük işlerin büyük yöneticileri.

İşinin adamı olan yöneticiler.

Birincinin yanından kaç.

İkincilere acı.

Üçüncüler tadından yenmez.

Böyleleri ile çalışmayan tabi ki bilmez.

Siz siz olun. Oturunca şilteye, koltuğa, mindere.

Değer verin oturdugunuz yerlere. Bayrağı ancak böyle çıkarırsın yukarıya göndere.

Ne yaparsanız yapın insan odaklı olun. "Paranın yeri ceptir, kalp değil" dikkat buyurun.

İnsan varsa, siz de varsınız.

İnsan yoksa şeklen varsınız, kalplerde yoksunuz.

Dışardan bakılınca cebiniz şişkin, mideniz dolu, toksunuz.

Maalesef ne kadar da çoksunuz.

İbret alın çevrenizden, geçmişten. "Kalbe odaklı şirket" değilseniz, çok yakında siz de elbet yoksunuz.

Kalbden kalbe yol vardır.

Görünüz.

Başka şey diyene yalan deyip geçiniz.

"Dünya ahiretin tarlasıdır" geç kalmadan ekiniz.

Bu da küpe olsun kulaklara, geç kalmamış iseniz.

"Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim" derler.

İyi seç arkadaşını iş ve eşte. Yoksa çok pişman olursun. Hem evde, hem de paydos denilince saat beşte işte.