Köşe Yazıları / M. SAİD ARVAS


Dindar olmak gerici olmak değildir!..

Şimdi bir hanımefendiye deseniz ki:
"Eskiden çamaşırlar elde yıkanırdı, sen de eskiden olduğu gibi çamaşırları elinle yıka, onlar gibi ol!"
İkna edebilir misiniz?


İnsanoğlu, her geçen gün ilerleme kaydetmekte, yeni buluşlar ve keşifler elde etmekte ve daha ileri seviyelere ulaşabilmektedir. Bu ise ona ihsan edilen akıl sayesindedir. Aklı olmayan hayvanların yaşayışlarında hiçbir değişiklik söz konusu olamaz... İlk yaratılan karınca, toprak altında yuva yapardı, topladığı gıdaları oraya biriktirirdi, kendisinden büyük yükler taşırdı.

Bugünkü karınca da aynı şeyi yapıyor... İlk yaratılan arı, nasıl ki önce altıgen şeklinde peteğini yapıyordu ve daha sonra içini çiçeklerden topladığı gıdaları bala çevirip dolduruyordu ise, bugünkü arı da aynısını yapmaktadır... Fakat bizim hayatımız çok farklı. Yüz sene önce ölen bir insan, bugün dirilse, dünyamızda olup bitenlere bir baksa, ne kadar şaşıracak, âdeta gözlerine inanamayacak.

Yaptığı bir aletle, bulutların üstünde seyretme imkânı, dünyanın öbür ucundaki ile görüşüp konuşabilme nimeti, daha neler neler... Gün yoktur ki, insanlar ilim ve teknik bakımından yeniliklerle tanışmasın. Artık eskiye dönüş mümkün değildir.

Meselâ, asrımızda yaşayan bir hanımefendiye deseniz ki: "Eskiden çamaşırlar elde yıkanırdı, sen gene eskiden olduğu gibi çamaşırları elinle yıka, onlar gibi ol!" İkna edebilir misiniz?

Netice olarak; kimse gerici olmaz, olamaz ve olmak da istemez. Bazıları bundan niçin endişe ediyorlar?.. Tarih şahittir ki, Müslümanlar, dinlerine ne kadar değer vermişlerse, dünya işlerinde o kadar başarılı olmuş, ilerleme kaydetmişlerdir.

Bir aşiretten cihan imparatorluğu çıkaran, altı asır üç kıt'aya hakim olan Osmanlı devletinin kurucusu Sultan Osman'ın oğluna yazdığı vasiyeti meşhurdur. Bir bölümü şöyledir:

"Ey oğlum! Allah için cihad et. Padişahlığın aslı ve esası İslamiyet'tir. Bizim mesleğimiz Allah yoludur. Maksadımız onun dinini yaymaktır. Yoksa kuru bir cihangirlik davası değildir...

" Fatih Sultan Mehmed Han, diğer Osmanlı padişahları gibi çok dindardı, gerici değildi. Çağ kapatıp yeni çağ açmıştı. Beşer tarihinde benzeri olmayan karadan gemileri yürütmeyi planlamış ve başarıyla tatbik ettirmişti. Zamanının en güçlü toplarını imâl ettirip, Bizans surlarını delik deşik etmiş ve böyle bir 29 Mayıs günü İstanbul'u fethetmiştir...

Evet, bir gün gelecek ve herkes çok iyi anlayacak ki, dindar olmak gerici olmak değildir...